Ramiz Dayı ve unutulmaz replikleri
Daha cenazesi kalkmadan üstüne sayfalarca yazılar yazılan kahraman. Kitaplardan alıntı yapması ve hayatı bir oyun gibi yaşayıp yaşattıran dayı artık yok.
Aşka ve ihanete dair…
– Sadakat… Ne menem şeydir bu sadakat. Sadakat sır saklamak mıdır? Sessiz kalmak mıdır? Kıyametin kopacağını bile bile. Ölüm gibidir sadakat, pazarlığı olmaz. Bir kere çizgiyi geçtin mi, yoktur dönüşü. Ne umutlar fısıldarsa fısıldasın sana, hayat çeker gider, sadık kalmaz sonunda. Ama kötülük öyle mi? Hep yanı başındadır insanın. Sözler verilir. Sözler unutulur. Gün gelir ihanet eden sadakat ister. Sevdiğine sadık kalan adam kendinden vazgeçebilen adamdır. Sadakat sevdiğinin kalbini çıkarıp avucunda tutmaktır. Ama sadakat gerektiğinde o yüreği fırlatıp yere atmaktır. Sadakat erdem değildir aslında. Sevgiden kör olmaktır. Hep kaçtığın şeye eninde sonunda yakalanmaktır. Yemin etmeden bir daha düşün; çünkü sadakatle başlayan her şey ihanetle biter.
– Eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur.
– Sözler verilir sözler unutulur, gün gelir ihanet eden sadakat ister.
– Sadaka gibi verilmez sadakat, isteyen hepsini ister. Ölüm gibidir sadakat pazarlığı olmaz.
-Bir kere ihanete uğradın mı, anılar sana bataklık olur yeğen. Hatırladıkça çekerler seni içeri, hatırladıkça affetmek istersin yeğen, çünkü affetmek unutmak demek. Öncesini hatırladıkça sonrasını unutmak istersin çırpınma boşuna yeğen o hançer bir kere saplanınca çıkarmaya kalktıkça iyice kalbine gömersin
-Sırf yalnız olmak değildir, yalnızlık… Aynada kendine tahammül edemeyen adam; yalnızdır. Kendi surlarında delik açamayan adam yalnızdır. Ama kendi etrafına kaleler kuran herkes; yalnız olmak istemez. Onları yıkacak birini ister yanında. Sevilmediğini, hak etmediğini düşünen herkes yalnızdır. Sevmekten korkanın kaderi ise yalnız kalmak değil; nefret ettikleri ile baş başa kalmaktır sonunda. Yalnızlık ayrı düşmek değildir sadece veda edememektir. Neyin hayalini kurarsan kur, hikayenin sonudur yalnızlık. Her zaman karanlık değil, bazen parıltılı bir mücevherdir yalnızlık. Yalnızlık, arkanı dönmek değildir sadece. Serbest bırakmaktır sana hapsolmuş kulları…
– Sevdiğini korumak için savaşman yetmezse eğer en karanlık çare onun sevgisini öldürmektir. Sevdiğini kurtarmak için en kötü ihtimal, en son yol ona ihanet etmektir.
-Nokta koyduysan bir kere, çevirmeyeceksin onu virgüle yeğen… Ne soru kalmalı ne de tek bir soru işareti geriye…
– İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır.
-Ne yapsan da kopamazsın ondan. Beden ayrılır, ama gönül ayrılmaz
Sevgi gider ama kalır sevdan. Bir bağlandın mı çıkamazsın oradan. Çıkamazsın çünkü sonu sevgi çıkmazıdır, Aşk çıkmazıdır. Bir başka yolu yoktur bunun. Arama boşuna. Ne yaparsan yap çıkışı yoktur bu yolun, ayrılamazsın ondan.
– Kaderimiz olan aşka değil de aşkıyla kaderimizi değiştirene içelim!
Hayata dair…
– Mesele, doğru soruyu sormaktır yeğen!
-İnsanın üzerinde eski bir deridir masumiyet, zamanı geldiğinde söküp atmak gerekir. Bilmek yapmak demektir. Yapacağın şeyi bilmek için, üzerindeki eski deriyi atman gerekir.
– Hesap görmek, hesap etmekten zordur yeğenim.
– Değişmek zordur yeğenim ama bazen aynı adam olmak daha zordur. Hayat öyle yüklenir ki üstüne, durduğun yerde çatır çatır çatırdarsın. Bazen hayat seni öyle zorlar ki yeğenim, yolun başında kimdin, unutursun.
– Herkese yalan söylemen yetmez artık, bundan böyle bir başına kalsan da artık kendin olamazsın.
– Ailenden birisi öldüğünde, O kalır dışarıda sen girersin mezara… Ailen olmadan yanında, kolay hedefsin düşmanlara. Ailenden birisi ayrıldığında yüzünü unutsan bile zamanla sesi kalır seninle. Yine de devam eder seninle konuşmaya. Ailenden biri bıraktığında seni, ya da sen onu bırakıp gittiğinde, karanlıkta çağırırsınız birbirinizi.
-Önce ailen sakın onları bırakma, sana ne yaparlarsa yapsınlar. Sonra sadece ailene güven, başkasına değil. Zamanı geldiğinde yanında dur onların, sen güçlüsün, onlar sana muhtaç. Bir de sakın unutma, ölüm Allahın emri, bize ölesiye bağlanma ama bizi sev.
– Emir almak başka, keyif almak başka kardeş!
– İntikam bir tek soğuk değil bir de yalnız yeniyormuş…
– Meyveyi soymadan içinden ne çıkacak bilemem.
– Hayatta öyle şeyler var ki mutlaka yapmak gerek, ama yalnız yapmak gerek…
– Bir şeyin gerçek adını bilen o şeyin gerçek sahibi olur.
-Geçmişe dönmek başka, geçmişi silmek başka. Bir kere aktı mı zamanın içinden, suyun yolu değişmez. unutma! Bin kere dönsen o güne bin kere ihanet edecekler sana. Herkes doğasının gereğini yapar.
– Yiğitlik intikam kazanmakta değil, tahammül göstermektedir yeğen!
– Yılanın başını ezmek istiyorsan gözüne bakmayacaksın…
– Günün birinde boğazlayacağın tavuğu seversen aç kalırsın yeğen.
– Bir kere çizgiyi geçtin mi yoktur dönüşü, ne umutlar fısıldarsa fısıldasın sana.
– Hayat çeker gider sadık kalmaz sana, ama kötülük öyle mi? Hep yanı başındadır insanın!
– Serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin. Şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz, yarına kalacaksa bugün olmaz. Bütün mesele hazır olmakta. Madem hiçbir insan bırakıp gideceği şeyin gerçekten sahibi olmamış, erken bırakmış ne çıkar, ne olacaksa olsun…
– Hayatın kuralı bu yeğen, ne kadar uzağa gidersen git başladığın yere dönersin sonunda. Ne kadar değişirsen değiş, nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı. Ne kadar terbiye etsen de susturamazsın içindeki canavarı. Nereye gidersen git yeğenim şunu unutma, herkes gün olur evine geri döner.
– Bazen öyle acır ki için o acıyla değiştin sanırsın, “Şimdi” dersin, “Şimdi her şey yapabilirim artık.” Zorunu benden duy yeğenim, herkese yalan söylemek yetmez artık. Bundan böyle bir başına kalsan da artık kendin olamazsın. Bazen aşk öyle güçlüdür ki uçurumdan atlar yola devam edersin.
Dayı’nın vedası
Son repliğinde, “Hoşça kal adi şehir! Kim kazanmış ki, ben kazanacaktım seni, bu şehri?” diyen Ramiz Dayı, Ezel’in kollarında can verirken, Edip Cansever’in ‘Düşlüyor Ölümünü Ruhi Bey’ adlı şiirinden bir bölüm okudu iç sesiyle;
“Gömdüm hepsini, geliyorum.
İnsan yaşıyorken özgürdür, yaklaştım iyice geliyorum.
Her insan biraz ölüdür, biz de biraz ölüyüz.
Ölüler ki bir gün gömülür,
İçimizdeki ölüler, dışımızdaki ölüler…
İnsan yaşıyorken özgürdür,
İnsan
yaşıyorken
özgürdür.”
En güzeli ise Oscar Wilde şiiri ; Herkes Öldürür Sevdiğini
Bu da benden olsun Karadeniz usulü Dayı
Allah rahmet eylesin…
Bugün 0 kez okundu
cok guzel suzler.okudukca keyf alirim .yasasin